2 Ekim 2012 Salı


Zaman hızla akıp giderken, bizi kendimize getiren şeyler olur bazen, yüzümüze bir şamar gibi çarpan... Durup, düşündüren,hatırlatan, hissettiren.Bu kısır döngüye öylesine kaptırmışken kendimizi ben bu  hayatın neresindeyim dedirten.
Bir yakının ebedi aleme göçüşü, nafile çabalarımızın, birer insan olarak aczimizin  farkına varmamızı sağlıyor.
Ve her saniye narsist benliklerimizin esiri olarak bu gezegende hoyratça katettiğimiz yolları ölümlü olmanın paydasında eşitliyor...
   

Bu bloğa ilham kaynağı olan babaanne bu hayata veda etti... Yaşadığı yılların yorgunluğu, insan olmaktan kaynaklanan tüm dert ve tasaları bir anda bitiverdi... Eyüp Sultan camiinden o bereketli ramazan gününde cenazesi kaldırılırken, insan kendi gerçeğinin farkına varabilse diye düşündüm, tüm bu tasaları boynunda ağır bir yük olarak taşır mıydı? Bizler ölümlüydük ve geçici olan şu dünya hayatımızda yapmamız gereken tek şey hırslarımızın yörüngesinde pervane olmaktan ibaret değildi...


Babaannemden kalan; tel kırma işiyle kim bilir gençliğinin hangi baharında yaptığı bu güzel örtü, Hoca olan  babasının Tek Parti döneminde gördüğü zulümleri anlattığı buruk anılar, ve çok sevdiği kahvenin kırk yıllık hatırı oldu...Mekanın Cennet olsun babaanne....

3 yorum:

  1. Dunyanın pisliğinden azade, merhamet ve adalet yurduna giden babaannenize rahmet diliyorum.

    YanıtlaSil
  2. Allah razı olsun, ebedi aleme yolcu ettiğimiz tüm sevdiklerimize Rahim ismiyle muamele etsin inş.

    YanıtlaSil
  3. merhaba blogunuzu yeni keşfettım, takipteyım,sizide benım moda blguma beklerım :)
    http://benlimoda.blogspot.com/

    YanıtlaSil